5 Haziran Dünya Çevre Gününde “Yaşam Hakkımıza Sahip Çıkıyoruz.”
Mersin Çevre ve Doğa derneğinin teması “Plastik Kirliliğiyle Mücadele Et”
Dünyada uygulanan vahşi kapitalizm, plansız sanayileşme ve kalkınma programları, insanlara dayatılan aşırı tüketim alışkanlıkları, bütün varlıkları tüketme noktasına getirmiştir.
Bu politikalar hava, su ve toprak kirlilikleri oluşturmanın yanında eşitsizliği, adaletsizliği, yoksulluğu, işsizliği, savaşları da beraberinde getirdiği için BM 1972 yılında 5 Haziran günlerini “Dünya Çevre Günü” ilan ederek gezegeni kurtarmayı hedeflemiştir. Ama ne yazık ki 1974 ten günümüze kadar Doğal Yaşam daha çok tahrip edilmiştir. Bugün dünya, büyük felaketlerin yaşandığı küresel iklim krizi felaketiyle karşı karşıyadır. Bu krizin sonucunda aşırı yağışların ve buzulların erimesinden dolayı oluşan seller, kuraklık, türlerin yokoluşu, gıda kriziyle ortaya çıkan açlık, iklim göçleri artık yaşamsal krizlere neden olmuştur.
Dünyada uygulanan bu politikalardan ülkemizde çok etkilenmiştir. Rant politikaları sonucu sanayi, tarım, kent, ulaşım, enerji, madenler, doğal kaynaklar, ormanlar, hazine arazileri, kıyılar, dereler birer rant alanı haline dönüşmüş, yeraltı ve yerüstü su kaynakları, hava ve toprak kirletilmiş, çevre sorunları artmıştır.
Ülkemizdeki bütün yeraltı ve yerüstü zenginlikleri küresel bir saldırı altındadır. Bu saldırının sonucunda şirketler çok kar ederken doğamız katledilmekte, çevremiz kirletilmekte ve yaşam hakkımız gasp edilmektedir.
Ülkemiz plastik ithalatı ve kullanımıyla Dünyanın 10 büyük plastik çöplüğünden biri olmuştur ve sanayileşme adı altında gelişmiş ülkelerin sanayi ve nükleer çöplüğü haline dönüşmektedir.
Ülkemizde artık temiz hava solumak, Kaynağından temiz su içmek hayal olmuştur. Orman katliamları ülkemizin her tarafında yapılmaktadır. Doğal kültürel ve tarihi varlıklara yönelik saldırılar artık sistematik hale gelmiştir.
Tarım topraklarımız tarım zehirleriyle kirletilmiş, ithalata dayalı güvensiz gıda tüketimine mahkum edilmekteyiz. Marmara denizinin ölümüne hepimiz tanık olduk. Önlem alınmazsa ölüm sırası Akdenizdedir.
Kentimizde yıllarca Nükleer karşıtı itirazlarımız görmezden gelinerek felaketin habercisi olan Akkuyu Nükleer santralinin deprem bölgesinde inşaa edilmesi ve zemininde oluşan çatlaklıklar önlenemeden inşaata devam edilmesi hepimizde endişe yaratmaktadır. Kentimizde kurulan Balık Çiftlikleri, Yapılan Vahşi Madencilik, Çimento Fabrikaları, Orman Katliamları, Plastik Geri Dönüşüm Tesisleri, Akdeniz İlçesindeki Sanayi Tesisleri, Bilimsel Planlara aykırı yapılan kentleşmeler, Havamızı Toprağımızı Suyumuzu kirletmiş Sağlığımızı bozmuştur. BÖLGEMİZ KURAKLIK KRİZİ ile karşı karşıyadır.
Kahramanmaraş depremlerinin yıkıcı felaketleri yaşanırken yetkililer Deprem bölgelerinde, halk sağlığını ve ekosistemi hiçe sayarak yangından mal kaçırırcasına alel acele, bilimsel koşullara uymayarak depremden zarar gören binaları kontrolsüz bir şekilde yıkarak ve yıkımdan sonra oluşan molozların içerisinde bulunan asbest, silika, civa, kurşun, kadmiyum, atık yağlar, tehlikeli sanayi atıkları, radon gazı gibi tehlikeli Maddeleri ve partikülleri ayrıştırmadan dere yataklarına, deniz kenarına, tarım alanlarına, sulak alanlara, vadilere ve yaşam alanlarına dökerek ikinci bir felaketin yaşanmasına neden olmuştur.
Gezegenimiz yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Dünya artık alarm veriyor. Bölgemizdeki ve Ülkemiz de ki bu talan zihniyeti hepimizi geleceksiz bırakacaktır. Toprağımız, Suyumuz, Havamız ve Yaşam Hakkımız için Doğamızı ranta kurban eden bu politikaların karşında mücadeleleri etkinleştirmek için,Yerel Yönetimleri, meslek odalarını, STK ları ve halkı mücadele etmeye davet ediyoruz. Dünya Çevre Gününün 2023 yılının teması “Plastik Kirliliğiyle Mücadele Et” olarak belirlenmiş olup, herkesin plastik kirliliğiyle mücadele etmesini bekliyoruz.